Fast & Furious Serisinin İkonik Araçlarını Yakından Tanıyalım!

Fast & Furious serisinin en ünlü ve en kötü şöhretli ikonik araçlarını yakından tanıyoruz.

Mertcan Aytar -

Fast & Furious (Hızlı ve Öfkeli) film serisi, ilk zamanlarında sadece sokak yarışlarıyla ilgiliydi. Kükreyen motorlu hızlı arabalar, yarışları kazanabilmek için adeta birbirleriyle savaşıyordu.

Sonraki yıllarda ise serinin yeni filmlerinin giderek daha farklı şekillerde karşımıza çıkmaya başladığını gördük. Hızlı kahramanlarımızın bazı filmlerde hükümetle iş birliği yaparak, kötü adamlar tarafından planlanan dünya çapındaki büyük felaketleri önlediğine şahit olduk.

Yine de yeni filmlerde de hala çok sayıda araba sahnesi yer alıyor. Özellikle Dominic Toretto’nun ekibi ve ailesiyle birlikte yürüttüğü gizli işler sırasında, modifiye edilmiş kükreyen süper hızlı araçları sık sık görüyoruz.

Şimdilerde ise Fast & Furious serisinin yeni filmi olarak Fast & Furious Presents: Hobbs & Shaw adlı yapım sinemalarda gösterime girmişken, gelin hep birlikte serinin en ünlü ve en kötü şöhretli araçlarına bir göz atalım:

Dom’un 1970 Model Dodge Charger’ı 

(The Fast and the Furious)

Fast & Furious denilince ilk akla gelen otomobillerden biri olan bu klasik Amerikan otomobilinin, Dominic Toretto’nun, arkadaşı Brian’ın polis olduğu gerçeğini öğrendikten sonra Brian’dan kaçmak için yarıştığı sırada yaşanan kazada paramparça olması hepimizin içini acıtmıştı. İki otomobilin yarışırken, önlerindeki tren yolunda kendilerine doğru yaklaşmakta olan bir trenin önünden son anda uçarak karşıya geçtikleri o sahne, yıllar geçse de serinin en meşhur sahnelerinden biri olarak zihinlerde tazeliğini koruyor.

Bu Dodge Charger aslında Dom’un babasının arabasıydı ve yıllarca modifiye edilip geliştirilmiş ancak hiç kullanılmamıştı. İşte bu nedenle Dom da kaslı Amerikan otomobillerine büyük ilgi duyuyor ve hala da serinin yeni filmlerinde bu tarz arabaları kullanarak siber-teröristleri durdurmak için savaşıyor. Bu ikonik otomobil ilk filmin sonunda tamamen tahrip olmuş olsa da, daha sonra bir kez daha inşa ediliyor ve Dom’un en çok kullandığı ve en popüler aracı olmaya devam ediyordu.

Brian'ın 1994 Model Toyota Supra'sı

(The Fast and the Furious)

Brian O'Conner ile özdeşleşen otomobillerden birisi de 1994 model Toyota Supra idi. Brian'ın Mitsubishi Eclipse'i Johnny Tran ve çetesi tarafından kurşunlanıp havaya uçurulduktan sonra yeni bir araca ihtiyaç duyan Brian, hurdalıktan paslanmış bir Toyota Supra aldı ve onu Dom'un garajına götürdü.

Dom ve ekibi, çok kötü durumdaki bu otomobili onardı, geliştirdi ve modifiye etti. Filmde aracın yenilenmesi için yaklaşık olarak 15.000-20.000 dolar harcandı (Gerçekte ise 100.000 dolardan fazla harcandı).

Modifiye işlemleri de tamamlandıktan sonra Brian yepyeni ve çok güçlü bir Toyota Supra'ya kavuşmuş oldu. Araç o kadar hızlıydı ki, bir sokak yarışında bir Ferrari'yi bile rahatlıkla geride bırakabiliyordu.

Brian’ın 1995 Model Mitsubishi Eclipse’i

(The Fast and the Furious)

Parlak yeşil rengiyle dikkat çeken Mitsubishi Eclipse’in, aslında ilk filmde çok da uzun bir ömrü olmadı. Ancak Brian O’Conner yarışlara ilk kez bu araçla katılmış ve Dom’a karşı ilk yarışını da bu araçla yapmıştı. Dolayısıyla bu otomobilin, Fast & Furious hayranları için çok özel bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Brian yarışı kaybettiği için Eclipse’i de kaybetmişti ve daha sonra bu ikonik otomobil Johnny Tran tarafından tahrip edilip havaya uçurulmuştu. Ancak Brian’ın, Dom’un ailesine katılmak üzere ilk adımını bu araçla atmış olması, onu çok özel bir otomobil haline getiriyor.

Suki’nin 2001 Model Honda S2000’i

(2 Fast 2 Furious)

2 Fast 2 Furious filmindeki sıradışı araçlardan biri olan Suki’nin pembe renkli Honda S2000’i, Tej’in yarışını kaybetmesine rağmen, filmin sonlarında Brian ve Roman’ın polislerden kaçmasına yardımcı olduğu için önemli bir yere sahip. Çizgi film vari desenlerle donatılan bu araç, birçok büyük müzik videosunda da sıklıkla karşımıza çıkmıştı.

Han’ın 1997 Model Mazda RX-7’si

(The Fast and the Furious: Tokyo Drift)

Bir trajedinin bir zaferden daha akılda kalıcı olduğunu kanıtlayan Mazda RX-7, Japon asıllı Amerikalı karakter Han’ın içerisindeyken hayatını kaybettiği otomobil olarak hafızalarımıza kazındı. Buna rağmen serinin daha sonraki filmlerinde (3 filmde daha) ilginç bir şekilde Han’ın tekrar tekrar karşımıza çıktığını görmüştük.

Tokyo Drift filminde Han’ın Mazda RX-7’yi kullanırken yaptığı ve aracın patlamasıyla Han’ın hayatını kaybetmesine neden olan kaza, tesadüfen gerçekleşen sıradan bir kaza gibi görünüyordu. Ancak serinin devam filmleri olan Fast & Furious 6 ve Fast & Furious 7’de, bunun aslında tesadüfen gerçekleşen bir kaza olmadığını ve Deckard Shaw karakterinin Han’ı öldürmek için bu kazayı kasıtlı olarak yaptığını anlamıştık.

Ne yazık ki, turuncu-siyah renkleriyle ikonik bir görünüme sahip olan ve Han’ın Sean’e drift yapmayı öğretmek için de kullandığı bu otomobil Han’ın mezarı oldu. Kardeşi Owen Shaw’ın intikamını almak isteyen Deckerd Shaw, Han’ı planlı bir kaza sonrasında öldürdü.

Brian’ın 2002 Model Nissan Skyline GT-R R34’ü

(Fast & Furious)

Serinin dördüncü filminde, yaşamı için polislik mesleğini bir kenara bırakarak yapmak zorunda olduğu bir yeraltı işi sırasında yeniden suçlu yeraltı dünyasına geri dönen Brian, mavi-gri desenleri olan Skyline’ı (gerçek hayatta da Paul Walker’ın bizzat kendi otomobiliydi) ve iki farklı Nissan ile birlikte yeraltı dünyasında tozu dumana katmıştı.

Bu ikonik Skyline bir uyuşturucu pazarlığı sırasında patlamadan önce, Brian O’Conner yakalamak istediği bir uyuşturucu baronunun lehine yarış kazanmak için bu araçla Los Angeles’ta yarışlara katılmıştı.

Owen Shaw’ın Formula 1 Otomobili Görünümlü Metalik Aracı

(Fast & Furious 6)

Dom, Brian ve ekibi 6. filmde Owen Shaw’ın ekibiyle mücadele ederken kendilerini oldukça çılgın bir ortamda buldular. Ekip, Owen Shaw’ı alt etmek için en büyük mücadelesini Formula 1 otomobillerine benzeyen ve çok hızlı ve seri şekilde hareket edebilen metalik araçlara (flip cars) karşı verdi. Filmde bu araçlardan birini Owen Shaw kullanırken ikinci aracı da Shaw’ın ekibindeki Vegh karakteri kullanıyordu.

Bir karaborsa otomotiv teknisyeni tarafından özel olarak tasarlanan bu metalik araçlar, askeri araçları ve polis araçlarını kolaylıkla alt edebiliyordu. Shaw’ın aracı, ön kısmında bulunan eğimli fırlatma rampası benzeri aparatıyla diğer araçların altına girebiliyor ve onları havaya fırlatarak takla atmalarına ve devrilmelerine sebep oluyordu.

W Motors Tarafından Geliştirilen 2013 Model Lykan Hypersport

(Furious 7)

7. filmde bir gökdelenden diğerine uçarak geçtiği meşhur sahneyle hatırlanan Lykan Hypersport, bir milyarderin Abu Dabi’deki bir gökdelenin çatı katında gizli tuttuğu bir araçtı. Dom ve Brian ise içerisinde çok önemli bir çip barındırdığı için bu süper otomobile ulaşmak ve onu ordan çıkarmak zorundaydı.

Filmde Lykan Hypersport’u yollarda pek göremedik ancak gökyüzünde gökdelenler arasında uçuşuna şahit olduk. Yüzlerce metre yükselikteki bir gökdelende Deckerd Shaw ve adamlarından kurtulabilmek için Dom’un, bu süper otomobille birlikte birinci gökdelenin camından fırlayarak ikincisine uçtuğunu ve daha sonra da ikinci gökdelen camından fırlayıp üçüncü gökdelene ulaştığını gördük. En sonunda ise bu süper otomobilin gökdelenden düşüp yere çarparak patlaması oldukça üzücü oldu.

Cipher’ın Denizaltısı

(The Fate of the Furious / Fast & Furious 8)

8. filmdeki kaçırılan nükleer Rus denizaltısı, serinin en heyecan verici üçüncü olayı olarak karşımıza çıkmıştı. Dom ve ekibi, Cipher’ın psikopat ekibinden kurtulabilmek için kilometrelerce mesafe boyunca buzullar üzerinde otomobil kullanmak zorunda kalmıştı.

Bu özel denizaltı adeta bir canavar halini alarak Dom ve ekibinin korkulu rüyası haline geldi. Denizin altından gelen ve aniden buzları patlatarak yüzeye çıkan bu denizaltı, Dom ve ailesinin otomobillerini gerçek bir denizaltının ulaşabilmesi pek de mümkün görünmeyen oldukça yüksek hızlarla kovaladı.

Brixton’un Özel Motosikleti

(Fast & Furious Presents: Hobbs & Shaw)

Sibernetik açıdan geliştirilmiş kötü niyetli Brixton Lore'un, kendisi gibi gelişmiş ve donanımlı bir araca ihtiyacı vardı. Bunun için geliştirilmiş ve değiştirilmiş bir Triumph Speed Triple kullanıldı. 

Oldukça fütüristik ve dikkat çekici bir görünüme sahip olan bu özel motor, önceden programlandığı için her zaman doğru hızı, doğru dönüş açısını, doğru frenlemeyi ve gereken yerlerde zıplamayı tam olarak doğru bir şekilde sürücüye ihtiyaç duymadan kendi kendine yapabiliyor. Bu özel motosiklet, serinin en yeni filminde Hobbs ve Shaw’ın peşini bir türlü bırakmıyor.

Bunun da ötesinde, Londra’daki bir kovalamaca sırasında bu özel motor, hedefleri sürekli olarak takip ediyor ve hatta zahmetsiz bir şekilde yan yatarak Brixton’un bir tırın altından kolayca geçmesini bile sağlıyor. Kendi başına her türlü zorluğun üstesinden gelebilen oldukça sıra dışı ve tehlikeli bir motosiklet!

Sırada Fast & Furious 9 Var!

Fast & Furious film serisi, her ne kadar son yıllarda bir otomobil filmi olmaktan çok bir aksiyon filmi haline bürünmüş olsa da, neredeyse 20 yıldır devam eden önemli bir gelenek haline geldi.

Hobbs & Shaw filmiyle devam eden serinin bir sonraki filmi Fast & Furious 9 olacak ve 2020 yılında vizyona girecek. Fast & Furious 9’un 22 Mayıs 2020’de Türkiye’deki sinemalarda sinema severlerle buluşması bekleniyor.

Benzer İçerikler

YORUMLAR