WordPress Site Hızlandırma (Site Hızı Artırma) Yöntemleri

Web sitesi yapımında en çok tercih edilen seçenek WordPress oluyor. WordPress ile oluşturulan sitelerin öne çıkması ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunması için de site hızının yüksek olması gerekiyor.

Yavaş açılan ve sayfa geçişleri zor olan bir web sitesi hem site sahiplerinin hem de kullanıcıların beklentilerini karşılamada yetersiz kalıyor. Bu nedenle web sitenizin hızını artırmak SEO ve kullanıcı deneyimi açısından büyük bir önem taşıyor.

Bu yazımızda WordPress ile hazırlanan bir web sitesini hızlandırmak için neler yapabileceğinizi A'dan Z'ye anlattık.

Sitenizin Hızını Test Edin

WordPress sitenizin hızını arttırmak için önce mevcut hızını saptamalı buna uygun bir yol haritası oluşturmalısınız. Site hızını ölçmek için şu araçları kullanabilirsiniz:

• Pagespeed Insights
• Pingdom Test
• WebPageTest
• GTMetrix

Bu araçlardan aldığınız sonuçları değerlendirmeniz gerekiyor. LCD, FID ve LCP parametreleri bu anlamda önem taşıyor. 

Doğru Hosting (Sunucu) Seçimi Yapın

Kaliteli ve hızlı bir sunucu seçimi web sitesi hızını direkt olarak etkiliyor. Bu anlamda güvenilir firmalarla çalıştığınızdan emin olmanız gerekiyor. Hosting alanında önde gelen yabancı isimler arasında Kinsta, Hetxner ve Cloudways bulunuyor.

Hızlı ve İşlevsel Temaları Tercih Edin

Tema seçiminde birçok kullanıcı sadece estetiğe odaklanıyor. Oysa web siteniz işlevsel ve kullanışlı olmadığında sitede yaşanan gereksiz zaman kayıpları hem ziyaretçinin sıkılmasına hem de sunucuya gereksiz yük binmesine neden olabiliyor.

Bu aşamada tema seçiminde fonksiyonelliğe ve sizin konseptinize uygun olup olmadığına bakmanız şart. Bazı kaynaklarda blog tarzındaki siteler için GeneratePress öneriliyor.

Genel olarak çok fazla eklentiyle çalışan temaları tercih etmek web sitenizin hızını olumsuz etkiliyor. Chrome Kullanıcı Deneyimi Raporu, Deniz Feneri ve Sayfa Hızı Analiz araçları bu aşamada ihtiyacınız olan verileri size sunuyor.

Görsel Boyutlarını Küçültün ve Görsellerinizi Optimize Edin

Sitenizde yer alan medya içeriklerinin kapladığı alan da web sitesi hızı açısından önemli bir etmen. Bu sorunu aşmak için gereksiz içerikleri web sitenizden kaldırıp görsel optimizasyonu yapmanız gerekiyor.

Bazı eklentilerle bu işlemi kolayca halledebilirsiniz. Örneğin, resmush.it ile otomatik bir şekilde görsel optimizasyonunu gerçekleştirebilirsiniz. Yine WordPress'te popüler olan Smush ve Imagify eklentilerini kullanabilirsiniz.

Bunun yanında EWWW Image Optimizer ve ShortPixel gibi seçenekleri de değerlendirebilirsiniz. Herhangi bir eklenti olmaksızın WordPress'teki görsellerin boyutunu düşürmek için ise TinyPNG'ye başvurabilirsiniz.

Görsel boyutlarını küçülttükten sonra manuel olarak optimizasyon ile ilgili düzenlemeler yapmanız gerekebiliyor. En etkili yöntemlerden biri olarak da görsellerin web sitesine PNG değil JPEG formatında yüklenmesi olarak karşımıza çıkıyor.

Lazy Load Özelliğini Kullanın

Lazy Load özelliği web sitenizde yer alan görsellerin bekletilerek yüklenmesini sağlıyor. Bu sayede sayfayı ilk açış anında daha hızlı bir kullanıcı deneyimi elde edilebiliyor.

'İhtiyaç duyulduğunda görselleri yükleme' mantığını harekete geçiren bu özellik her seferinde site ile birlikte yüksek boyuttaki görsellerin yüklenmesini gerektirmediği için web siteniz daha hızlı bir şekilde kullanılabilir hale geliyor.

Lazy Load özelliğini kullanabilmeniz için bir miktar kodlama bilgisine ihtiyacınız var. Bu aşamada dilerseniz web sitenizi hazırlayan kurumla iletişime geçerek bu özelliğin aktif olup olmadığı hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Sunucu Dosyalarının Boyutunu Azaltın 

Sunucu dosyalarının boyutları da web sitesi hızını direkt olarak etkiliyor. Bu dosyaların boyutunu düşürmek için iki farklı yöntem öneriliyor. Bunlardan ilki GZIP sıkıştırma yöntemi.

Diğeri ise .htaccess dosyasına bazı kodlar eklemek olarak karşımıza çıkıyor. GZIP sıkıştırma yönteminde farklı uzantılara sahip olan dosyalar daha az yer kaplayacak bir formata dönüştürülüyor. Javascript, HTML ve CSS dosyaları bu yöntemle önceki boyutunun %30'u kadar yer kaplayan bir hale gelebiliyor.

CDN Kullanmayı Deneyin

Sayfa açma süresini kısaltmak amacıyla CDN kullanılıyor. Bu uygulamada dosyanın kaynağı dışarıdan alınıyor. Siteye girip ilgili bağlantıya tıklayanların karşısına geçici cache'lerden kopyalanan kaynaklar sunuluyor. Böylece görüntülenen içerik sizin web sitenizin sunucusuna ağırlık yapmamış oluyor.

Önbellekleme Eklentilerini (Cache) Kullanın

WordPress web siteleri PHP programlama dili ile kullanılıyor. Sunucuda ise HTML formatında açık kaynaklı bir dil kullanımı bulunuyor. Cache'ler sayfanıza her tıklandığında PHP'lerin yeniden işlenmesi gerekliliğini ortadan kaldırarak statik bir HTML sürümü oluşturuyor.

Web sitenize ait bu HTML sayfaları sayesinde sayfanızı ziyaret edenler daha hızlı bir şekilde sonuç alabiliyor. Kullanıcı deneyimini iyleştiren bu özellik sayesinde SEO anlamında da daha iyi bir performans sergileme şansınız oluyor.

Güncel kaynaklara göre WordPress ile hazırlanan siteler için önerilen Cache'ler arasında şunlar bulunuyor:

• LiteSpeed Cache
• WP Super Cache
• W3 Total Cache
• WP Rocket
• Cache Enabler

Veritabanını Temizleyin

Web siteniz kullanıldıkça veri tabanı doluyor. Bu doluluk sitenizin yavaşlamasına neden oluyor. Özellikle gereksiz eklenti ve temalar bu duruma neden oluyor. 

Veri tabanı temizliği için de genellikle yine bir eklenti kullanmanız öneriliyor. Bu işlem için kullanabileceğiniz eklentiler WP-Optimize, Autoptimize, Clean Up Optimizer, WP-Sweep, WP-DB Backup, WP-DB Manager, WP Cleaner Pro şeklinde sıralanıyor.

Bu eklentileri kullanarak mevcut veri tabanınızı yedekleyip temizlemeniz sağlanıyor.

Kapatmanız Gereken Özellikler: Pingback ve Trackback

Bu özellikler aslında backlink mantığı ile çalışıyor. Örneğin, bir blog sayfanız varsa ve bu sayfadan alıntı yapıldıysa web sitenize pingback ve trackback geliyor. Bu geri bildirimler sık gelmeye başladığında sayfanızı yoğunlaştırabiliyor.

Özellikle spam olarak gelen bildirimler sayfanıza yarardan çok zarar veriyor. Peki, pingback ve trackback'leri nasıl kapatabilirsiniz? Aslında yapmanız gereken şey oldukça basit.

Ayarlardan "Tartışma" sekmesine gidip bu kısımda yer alan 'geri izlemeleri almaya izin ver' seçeneğini deaktif hale getirmeniz yeterli oluyor. Ancak, bu işlemi yaptığınızda önceden yayınlanan içeriklerle ilgili geri bildirimler kapanmış olmuyor. Bundan sonra yayınlayacağınız içerikler için yaptığınız işlem geçerli oluyor.

Ana Sayfa ve Mobil Optimizasyonunu Gerçekleştirin

Yukarıdaki yöntemleri uygulayarak ana sayfa optimizasyonunun büyük bir bölümünü gerçekleştirebilirsiniz. Aynı şekilde web sitenizin mobil optimizasyonunu da yapmanız gerekiyor.

Çünkü dünya genelinde internette yapılan aramaların birçoğu mobil cihazlar üzerinden gerçekleştiriliyor. Siz de mobilde daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için web sitenizin mobil formatını daha hızlı hale getirmelisiniz. Bunun için AMP desteğini kullanabilirsiniz. 

Google AMP, AMP html ile web sitenizin kopyalarını oluşturuyor. Bu aşamada sitenizi yavaşlatan üçüncü parti öğeleri ortadan kaldırıyor. Sitenizin sadeleşmesini sağlayan Google AMP dolaylı olarak sayfaların yüklenme hızını artırıyor. Bu da hem kullanıcı deneyimi hem de SEO açısından size avantaj sağlıyor.

Google AMP'nin dezavantajları arasında ise JavaScript sınırlandırmaları ve sitenizin sadece önbellekteki halinin gösterilmesi bulunuyor. Ayrıca reklam gösterimi konusunda da bazı sınırlamalar mevcut.