Samsung sonunda Galaxy S25 Edge'i tanıttı. 5.8 mm kalınlığındaki gövdesiyle şimdiye kadarki en ince Galaxy modeli olarak karşımıza çıkan telefonun; 6.7 inçlik AMOLED ekranı, 200 MP'lik kamerası, Snapdragon 8 Elite işlemcisi ve Gorilla Armor 2 koruması gibi özellikleri var ve kağıt üstünde baktığımız zaman tam bir amiral gemisi.
Asıl mesele işin pil kısmına geldiğinde patlıyor. Cihazda sadece 3.900 mAh kapasiteli bir pil bulunuyor.
Bataryalar İçin Minimum Değer 5.000 mAh
Günümüzde 5.000 mAh'tan aşağı bataryası olan telefonlar artık pratik ve gündelik kullanıma uygun olarak nitelendirilmiyor. Bu telefonun bataryası küçük, üstüne bir de şarj hızı da düşük. 25W gibi oldukça yavaş bir şarj hızına sahip cihaz, Honor gibi rakip markalara karşı duramıyor. Zira onların telefonları tıpkı Samsung Galaxy S25 Edge gibi ince kasaya sahip ama pilleri çok büyük, hem de 100W kadar hızlı şarj desteğine sahip.
Peki diğer markalar alıp başını gitmişken Samsung neden bu kadar temkinli davranıyor?
Sebebi belli... Note 7 faciası. O zamandan beri firma, pil konusunda son derece tedbirli ilerliyor. Ama bu tedbir artık yeniliklerin önüne geçmiş gibi görünüyor. Rakipler silikon-karbon pil teknolojisine geçip hem daha yoğun hem de daha güvenli bataryalar üretirken, Samsung hâlâ klasik lityum-iyon pillerde ısrar ediyor.
Galaxy S25 Edge One UI 7 ile Akıcı ama Yetersiz Görülüyor
Bu telefonun yetersiz olduğunu kimse söylemiyor. Elbette ki özelliklerine baktığımızda güçlü bir model. Snapdragon 8 Elite yonga seti, yeni nesil ısı dağıtımı ve yüksek çözünürlüklü kamerasıyla donanım tarafının gücünü hissediyoruz. Arayüz tarafında da One UI 7 sayesinde yazılım deneyimi oldukça akıcı. Ancak pil ve şarj performansı bir amiral gemisinin altında kalıyor.
Eğer Galaxy S25 Edge de diğer markaların yaptığı gibi silikon-karbon pil teknolojisiyle üretilseydi, içine 4.400 mAh'lık bir pil sığdırmak mümkündü. Bu da en azından tek bir günü çıkarabilecek bir kullanım sunardı. Fakat şu anki haliyle telefonun pili hem çabuk bitiyor hem de yavaş şarj oluyor.