ABD, Çin'in Beyin Kontrol Silahına Sahip Olduğunu İddia Etti

Amerika Birleşik Devletleri tarafından yapılan açıklamada çok sayıda Çinli şirkete yatırım ve ihracat kısıtlaması getirildiği duyuruldu. Bunlardan birisi, zihin kontrol silahları geliştirmekle suçlanıyor. İşte konu hakkında merak edilen tüm detaylar ve dahası!

Çin Askeri Tıp Bilimleri Akademisi Beyin Kontrol Silahı Geliştirmekle Suçlandı

ABD yönetimi tarafından uygulanan yaptırıma maruz kalan şirketler, her zamanki gibi, faaliyetlerinin ulusal güvenliğe tehdit oluşturması gerekçesi ile listeye alındı. Adı geçen kuruluşlar arasında Çin'in Askeri Tıp Bilimleri Akademisi ve aynı bünyede yer alan bazı araştırma enstitüleri de yer alıyor.

Yönetime göre bu kuruluşlardan biri ya da birkaçı, beyin kontrol silahları üzerine çalışıyor. Bakanlık konu hakkında yaptığı açıklamada bu faaliyetin ABD'nin ulusal güvenliğine aykırı olduğunu belirtirken tehditlerin gen düzenleme, beyin makine arayüzleri ve insan performansını artırma gibi konulardan oluştuğunu söyledi. Birkaç yıl önce ABD'nin Ulusal İstihbarat Başkanı John Ratcliffe, Çin'in genetiği ile oynanmış süper askerler geliştirdiğini öne sürmüştü.

CIA de İddialara Konuk Olmuştu

Birkaç sene önce  'Poisoner in Chief' isimli kitabı hakkında Ulusal Halk Radyosu'na konuşan Stephen Kinzer, uzun yıllardır yaptığı araştırmaların sonucu ortaya çıkan ilginç ve ürkütücü gerçekler hakkında açıklama yapmıştı. 1950 ve 1960 yılları arasında, soğuk savaş döneminde, CIA'in zihin kontrol teknikleri üzerinde çalışmalar yaptığını iddia eden Kinzer, bu programın 'MK-ULTRA' olarak adlandırıldığını belirtmişti.

Önemli bir kısmının üniversitelerde ve özel araştırma merkezlerinde gerçekleştirildiğini belirten Kinzer, bir kısmının da hapishanelerde ve yasal sorumluluktan kaçınmak için yurt dışındaki özel merkezlerde yapıldığını söylemişti. Bunun için kullanılan yöntemlerde iki aşamanın bulunduğunu düşündüklerini belirten Kinzer, önce şiddet yolu ile zihni boşaltmanın gerektiğine inandıklarını açıklamıştı.

Yine bu aşamanın sonrasında zihni tekrar doldurmak için yol arandığını belirten yazar, bu çalışmaların başarısız olduğunu ve önemli miktarda can kaybının bulunduğunu vurgulamıştı.