Pandemi Süreci Yaratıcılığımızı Ortaya Çıkardı

Pandemi nedeniyle fazlasıyla zamana sahip olduk. Yapılan bir araştırma, sahip olduğumuz bu kocaman zaman diliminde yaratıcılığımızın geliştiğini ortaya koydu.

Sikinti Yaraticiligimizi Gelistirebiliyor

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla birlikte hayatımız çok kısa sürede ciddi bir dönüşüm geçirmiş oldu. Salgın nedeniyle kaygı, korku ve panik gibi olumsuz duygularda artış gözlenirken gelir kaybından izolasyona kadar pek çok olumsuz durumla karşı karşıya kaldık. Diğer taraftan evlerimizde karantina altında kalmak durumunda olduğumuz süre boyunca fazlasıyla zamana sahip olduk. Pek çoğumuz zamanı bahane ederek yapamadığı şeyleri tamamladı, bir kısmımız ise bu kadar çok zamana sahip olmaktan dolayı sıkılmaya başladı. Yapılan bir araştırma, sahip olduğumuz bu kocaman zaman diliminde yaratıcılığımızın geliştiğini ortaya koydu.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Psikolog Ceylin Sürek, pandemi döneminde insanların sahip olduğu zaman ve kişilerin gelişimleri ile ilgili yaptığı açıklamada, insanların yaratıcılıklarının geliştiğini, hiç akıllarına gelmeyen aktiviteleri evde sıkıntıdan üretmeye başladıklarını ve yapmaya başladıklarını ifade etti. Sürek, aynı zamanda sosyal medyanın doğru kullanıldığı taktirde insanlar arasında nasıl umut verici olabildiğine de dikkat çekti.

Pandemi yaratıcılık konusunda katkı yaptı

Sikinti Yaraticiligimizi Gelistirebiliyor

Pandemi döneminde hızlı bir şekilde dijitalleşmeyle birlikte teknolojinin avantajlarının da kullanıldığını ifade eden Uzm. Psikolog Ceylin Sürek, bu durumun farklı sonuçlarının olduğunu belirtti. Sürek, yapılan çalışmalar sonucunda, günlük dozda boşta kalınmasının ve can sıkıntısının başarıyı arttırdığının ve yaratıcılığı geliştirdiğinin ortaya konduğunu ifade etti. Negatif olarak algılanan sıkılma durumu içerisinde kişilerin, ruhen ve bedenen daha dingin ve akılcı düşünebildiklerini söyleyen Uzm. Psikolog, yapılan bir çalışmanın sıkıntıyı beş farklı seviyeye ayırdığını belirtti.

Sıkıntı seviyelerinin kayıtsız, kalibrasyon, arama, reaktan ve ilgisiz olarak adlandırıldığını belirten Sürek, sıkıntı seviyeleri belirlenirken kişilerin ne kadar olumsuz hissettikleri ve bu konuda ne zaman aksiyon aldıklarının değerlendirildiğini de sözlerine ekledi. Üçüncü ve dördüncü seviyelerde sıkıntının yarattığı olumsuz duyguların artmasıyla kişinin arayışa girdiğini ve yaratıcılığını kullanarak kendine yeni çözüm yolları bulmaya çalıştığını ifade eden Sürek, bu durumun kişinin yaratıcılığının geliştiği seviye olduğunu belirtti.

YORUMLAR