500 Adet MMU KAAN Üretilecek! TUSAŞ Açıkladı!
TUSAŞ tarafından yapılan açıklamaya göre 500 adet MMU KAAN 2034 yılına kadar üretilecek! İşte konuyla ilgili detaylar...
Türkiye’nin savunma ve havacılık alanında yürüttüğü millileşme çalışmaları gelecek yıllara yayılan üretim planlarıyla daha da somut bir hâl alıyor. Geliştirilen yerli platformlar hem askeri envantere katkı sağlamak hem de küresel pazarda yer edinmek amacıyla kapsamlı bir takvim doğrultusunda şekillendiriliyor. TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu’nun son açıklamaları Türkiye’nin hava aracı üretimi adına önemli bilgiler içeriyor. İşte konuyla ilgili detaylar...
Farklı Platformlar İçin Ölçekli ve Kademeli Üretim Planları
Önümüzdeki on yıllık süreçte, sabit ve döner kanatlı araçların üretimi büyük bir ivme kazanacak. Zira MMU KAAN, HÜRJET ve HÜRKUŞ gibi projeler kapsamında toplamda 500'e yakın uçağın montajının tamamlanması hedefleniyor. Bu uçaklar yalnızca hava kuvvetlerinin ihtiyaçlarına yönelik değil, aynı zamanda dost ve müttefik ülkelere sunulabilecek bir ürün yelpazesi oluşturmak için de değerlendirilecek. Helikopter tarafında ise GÖKBEY, ATAK ve ATAK-2 modelleri öne çıkıyor.
Bu üçlü yapı içinde, 350’yi aşkın aracın sahaya çıkması planlanıyor. Hafif ve orta sınıf helikopter kategorisinde sunulacak bu araçlar hem iç güvenlik hem de sınır ötesi operasyonlarda aktif görev alabilecek kapasitede olacak şekilde geliştiriliyor. Bu hedef kara kuvvetleri ve jandarma birimleri gibi farklı kullanıcı kollarına yönelik teslimatları da kapsayacak biçimde kurgulanıyor. İnsansız hava sistemlerinde ise ANKA-3 odak noktası hâline gelmiş durumda.
2026 yılından itibaren seri üretim hattına girmesi planlanan bu platform, düşük radar izi ve ileri keşif kabiliyetleri sayesinde geleceğin harekât ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde konumlandırılıyor. ANKA ailesindeki diğer sistemlerin üretimi de devam ederken, AKSUNGUR gibi uzun havada kalış süresine sahip modellerin de paralel şekilde sahada yaygınlaştırılması bekleniyor. Beşinci nesil savaş uçağı olarak geliştirilen KAAN, 2028 yılı itibarıyla Türk Hava Kuvvetleri’ne teslim edilmeye başlanacak. Bu teslimatların blok yapıda gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Yani uçaklar, gelişim süreçlerine bağlı olarak kademeli özellik setleriyle hizmete alınacak. Bu yöntem, hem teknoloji adaptasyonunu zamana yaymak hem de ilk partilerle saha geri bildirimlerini toplamak açısından önem taşıyor. Türkiye’nin hava platformlarına yönelik bu detaylı takvimi, yalnızca üretim sayılarına değil, aynı zamanda kabiliyet geliştirme süreçlerine dayalı bir stratejiyi temsil ediyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...