Zaporijya Nükleer Santrali Saldırısından Türkiye de Etkilenir mi? Kriz Büyüyor!
Zaporijya Nükleer Santrali saldırısından Türkiye etkilenir mi? Konuyla ilgili yapılan uzman yorumları ve detaylar haberimizde...
Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşırken saldırılar global çapta yankı uyandıracak duruma geldi. Bu noktada Ukrayna'da bulunan Zaporijya Nükleer Santrali saldırıya uğradı. Peki bu saldırının sonuçları Türkiye'yi ve Karadeniz'i de etkiler mi? İşte detaylar...
Avrupa'nın Göbeğinde Nükleer Alarm: Zaporijya'daki Saldırı Türkiye'yi de Etkileyebilir mi?
Ukrayna’da bulunan Zaporijya Nükleer Santrali bir kez daha uluslararası endişelerin odağına yerleşti. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) santralin sabah saatlerinde topçu atışları ve insansız hava araçlarıyla hedef alındığını doğruladı. Saldırı sırasında bölgede görev yapan IAEA ekibi de yoğun askeri hareketliliği duyduklarını belirtti.
Saldırılar sırasında santralin yaklaşık 1200 metre uzağında bulunan bir tesisten dumanlar yükseldiği bildirildi. Her ne kadar şu an için tesisin nükleer güvenliğini tehdit edecek doğrudan bir hasar veya radyasyon sızıntısı yaşanmadığı açıklansa da uzmanlar potansiyel riskin hafife alınmaması gerektiğini vurguluyor.
IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi yaptığı açıklamada “Nükleer santralin yakınında meydana gelen herhangi bir saldırı hedefi ne olursa olsun nükleer güvenlik için potansiyel risk oluşturur ve bu tür eylemler mutlaka önlenmelidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye İçin Risk Var Mı?
Zaporijya Nükleer Santrali Avrupa’nın en büyük nükleer enerji santrali olma özelliği taşıyor. Herhangi bir sızıntı durumunda oluşacak radyoaktif bulutun hangi yönlere yayılacağı ise tamamen rüzgar yönü ve hava koşullarına bağlı. 1986’daki Çernobil faciasında olduğu gibi Karadeniz üzerinden Türkiye’nin kuzey kıyılarına ulaşabilecek olası bir serpinti riski yetkilileri alarma geçirmiş durumda.
Uzmanlar şu an için Türkiye açısından doğrudan bir radyasyon tehlikesi bulunmadığını ancak gelişmelerin çok yakından takip edilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle Karadeniz’e kıyısı olan bölgelerde radyasyon izleme sistemlerinin aktif hale getirilmesi ve halkın doğru bilgilendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Türkiye’nin geçmişte yaşadığı Çernobil sonrası deneyim göz önüne alındığında benzer bir senaryoya karşı hazırlıklı olunması gerektiği konusunda da çağrılar yapılıyor.