Günümüz Oyunlarının Eski Oyunlar Kadar Eğlenceli Olmamalarının 9 Sebebi
Günümüzde oyunlar ne kadar gelişmiş olsalar da zaman zaman eskiden oynadığımız klasik oyunlardaki eğlenceyi mumla arıyoruz.

Günümüzde oyunlar ne kadar gelişmiş olsalar da zaman zaman eskiden oynadığımız klasik oyunlardaki eğlenceyi mumla arıyoruz. Günümüzdeki oyunların grafik kalitesi açısından bir hayli ilerlemiş oldukları inkar edilemez bir gerçek; fakat bir oyunun eğlenceli olabilmesini sağlayan tek şey oyunun grafikleri değil. Grafikler dışındaki birçok faktör yaşadığımız oyun tecrübesini baltalayabiliyor. Teknolojinin gelişmesi beraberinde belli problemleri de getirebiliyor.İşte bu yazımızda eski oyunları günümüz oyunlarıyla karşılaştıracak, eski oyunların daha eğlenceli olmalarının sebeplerini sizlerle paylaşacağız.
Yazımızdaki karşılaştırmaları genelleme olarak düşünmemekte fayda var. Elbet ki sıraladığımız kriterlerin dışında kalacak ve iddialarımızın aksini kanıtlayacak birçok farklı yapım karşımıza çıkacaktır. Fakat çoğu zaman içinizden bir ses "eskiden oyunların grafikleri kötüydü ama daha çok eğlenirdik be ya" diyebiliyor. Dilerseniz lafı çok uzatmadan günümüz oyunlarının sıkıntılarını değerlendirelim ve eski oyunların neden daha eğlenceli olduklarını açıklayalım.
Güçlenen ve Çeşitlenen Donanımlar
Günümüz oyunlarının grafiksel olarak gelişmesindeki en büyük pay şüphesiz ki gelişen işlemci ve ekran kartı teknolojilerine ait. DOS platformu üzerinde oyun oynadığımız dönemde tek model işlemci, tek model ekran kartına sahip bilgisayarlar kullanıyorduk. Buna bağlı olarak da geliştirilen oyunlar her bilgisayarda aynı performası gösteriyordu. Fakat günümüzde her sene ekran kartı ve işlemci modelleri yenileniyor, ayrıca ekran kartı ve işlemci modelleri çok daha fazla çeşide sahip. Bu nedenle geliştirilen bir oyun her sistemde aynı performans ile çalışmıyor.
Aynı markanın çok sayıda işlemci veya ekran kartı modelini piyasaya sürdüğü günümüzde oyun geliştiricilerinin her sistemde çalışacak oyunlar geliştirebilmesi doğal olarak mümkün olmamakta. Sonuçta bir oyun, bir bilgisayarda akıcı bir şekilde çalışırken farklı donanıma sahip diğer bir bilgisayarlarda o kadar da tatmin edici bir oyun tecrübesi yaşatmayabiliyor. Donanım fiyatlarının ülkemizde bir hayli yüksek olduğunu da düşünürsek her sene sistemimizi güçlendirmemiz ya da yeni bir oyun bilgisayarı satın almamız mümkün olmuyor. Bilgisayarınızda yeni oyunları akıcı bir şekilde oynayamayınca da hevesiniz kırılabiliyor ve oyun dünyasından soğuyabiliyorsunuz.
Grafik Kalitesinin En Önemli Şey Olduğuna İnanılması
Günümüzde geliştiriciler, oyunlarını hazırlarken oyun grafiklerine büyük özen gösteriyorlar. Bu durum kötü bir şey değil elbette; fakat bazen grafiklere gereğinden fazla emek harcanarak oyunun geri kalanına özen gösterilmeyebiliyor.
Eskiden oyunların grafiklerinin güzel olması teknolojik imkanlar sebebiyle doğal olarak mümkün değildi. Bu nedenle geliştiriciler oynanış, mekan tasarımları ve hikayeye özen göstermek zorundaydı. Bu durumun en güzel örneği Diablo serisi olarak gösterilebilir. İlk Diablo oyunu oynanış olarak harika bir oyundu. Diablo 2 ise destansı hikayesiyle bizi büyülemişti. Günümüzün bütün teknolojik nimetlerinden yararlanan Diablo 3 ise klişe bir hikayeyi çok da heyecanlandırmayan bir oynanışla birleştirmiş, ortaya serinin eski oyunlarıyla kıyaslandığında vasat bir yapım çıkmıştı.
Free 2 Play Sistemi
İnternetin yaygınlaşması ve hızlanması ile birlikte karşımıza çıkan Free 2 Play, yani ücretsiz indirilebilen ve oynanabilen oyunlar sistemi aslında mantık olarak çok da zararlı bir sistem değil. Geliştiriciler, oyunlarının daha çok kişiye ulaşabilmesi ve isimlerini duyurmak için bu sistemi tercih edebiliyorlar. Oyun geliri ise oyun içindeki eşyaların satılması veya reklamlar aracılığıyla elde ediliyor.
Free 2 Play sisteminin kötü yönü bu sistemin suistimal edilebiliyor oluşu. Bu durumda da sistem Pay 2 Win olarak tabir edilen sisteme dönüşüyor. Bir Free 2 Play oyunu oynarken belli bir düşmanı veya bölümü geçmeniz için belli bir silahı, eşyayı veya oyun içi parayı satın almanız gerekebiliyor. Üstelik bu ödemeyi bir sefer yapmanız yetmeyebiliyor, daha güçlü düşmanlar veya yeni bölümlerle karşılaştığınızda yine sizden ödeme yapmanız talep edilebiliyor. Mobil oyunlarda bu durumla daha sık karşılaşıyoruz. PC oyunlarında ise Pay 2 Win sertçe eleştirilen bir durum.
Oynadığınız bir oyunda bir eşyayı satın almak için sizden 200 TL gibi bir ücret istenmesinin (bu durumla bir mobil oyunda karşılaştım) nasıl bir mantığı olduğunu halen çözebilmiş değiliz. Günümüzün en iyi kalitedeki AAA oyunları bile nadiren 200 TL civarında fiyatlarla satılırken sadece oyun içindeki bir eşyaya 200 TL vermek büyük bir saçmalık.
Eskiden oynadığımız oyunlarda herhangi bir oyun içi ticaret yer almıyordu. Oyunu aldıktan sonra hiçbir şey almadan oyunu oynayıp bitirebiliyordunuz.
Hesaplar, Kitaplar, Uygulamalar
Günümüzde yayınlanan oyunlar farklı platformlara çıkış yapıyorlar. PlayStation 4 ve Xbox One oyun konsollarında oyun oynayabilmek için kendinize bir hesap açmanız gerekiyor. PC platformunda ise işler daha da içler acısı. Steam, Origin, Uplay, GOG, Windows Uygulama Mağazası... Her farklı platform, farklı bir hesap açmanız ve kullanmanız demek. Bunun için bu oyun platformlarının masaüstü yazılımlarını da bilgisayarınıza indiriyorsunuz.
Oyun platformlarının sundukları masaüstü yazılımları her zaman stabil şekilde çalışamayabiliyor. Bu yazılımlardaki hatalar veya uyumsuzluklar nedeniyle oyunlar açılamayabiliyor, güncellenemeyebiliyor ve bu nedenlerden ötürü oyun oynanamayabiliyor. Uzun bir süre boyunca kullanmadığınız hesabın şlifresini unutabiliyorsunuz ve yeni şifre almak için çabalıyorsunuz. E ama eğlenmek amacıyla oyun oynamak için bu kadar zahmete ve strese girmeye değer mi? Eskiden ne güzel disketimizi, CD'mizi ya da oyun kartuşumuzu takar oyuna başlardık.
DLC, Season Pass, Ön Sipariş
İndirilebilir içerik, DLC, Season Pass gibi kavramlar tıpkı Free 2 Play oyunlar gibi internetin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkmış kavramlar. Bir oyunu satın aldıktan sonra onun için geliştirilmiş ek içerikleri sonradan satın alarak indirebiliyor ve oyuna ekleyebiliyorsunuz. Fakat AAA kalitede bir oyuna yüksek miktarda ödeme yaptıktan sonra DLC'lere paranız kalmayabiliyor. Ülkemizde oyun fiyatlarının oldukça yüksek olduğunu göz önüne alırsak DLC'ler lükse kaçıyor.
DLC sisteminin suyunu çıkaran firmalar da mevcut. EA ve Ubisoft bu nedenle oyuncular tarafından dalga konusu olmuştu. Ana oyunun içeriğini kısıtlı tutup oyuncular ek içerik için DLC'lere yönlendiriliyor. Yani normalden kısa bir oyun süresi sunan oyunun daha fazla oyun süresi sunabilmesi için ek içerikler satın alıyorsunuz. Oyuna tonla para saydıktan sonra haliyle bu durum sizi oyundan soğutuyor.
Ön siparişler de oyunların keyfini kaçırabiliyor. Geliştiriciler farklı ön sipariş bonusları ile oyunlarını çıkışından önce satışa sunuyorlar. Fakat belli avantajlara veya kazanımlara sahip olmak amacıyla erkenden satın aldığınız tamamlanmamış oyun fos çıkınca doğal olarak oyundan keyif almıyorsunuz, kandırıldığınızı düşünüyorsunuz.
Eski oyunlarda DLC'ler yoktu, genişleme paketleri vardı. Her genişleme paketi ana oyun kadar büyük, hatta daha da büyük olurdu ve oyuna ek oyun süresinin haricinde ciddi geliştirmeler kazandırırdı. Bu genişleme paketleri ödediğiniz parayı hak ederdi. Neyse ki günümüzde CDProjekt RED gibi firmalar bu eski usüle sadık kalıyor. Witcher 3 DLC'lerine göz attığınızda oyun haritasının genişletildiğini, oyuna sürükleyici yeni hikayeler eklendiğini ve oynanış sisteminde geliştirmeler yapıldığını görüyorsunuz. Üstelik CDProjekt RED fiyatlandırmada da oldukça mütevazi davranmıştı.
Yükselen Oyun Fiyatları
Eskiden harçlıklarımızın küçük bir bölümünü harcayarak oyun satın alır, bu oyunların keyifini çıkarırdık. Ödediğimiz tutar yüksek olmadığı için oyun kötü çıksa dahi bu durum canımızı yakmazdı.
Günümüzde AAA kalitede oyunların sayısı iyice arttı. Bu da oyun dünyasında oyun fiyatlarının ciddi derecede yükselmesine sebep oldu. Ülkemizdeki döviz kurları düşünüldüğünde halimizin içler acısı olduğunu söyleyebiliriz. 200 TL'yi aşan oyun fiyatlarını görünce gözlerimizden birkaç damla yaş süzülüveriyor.
Esiden oyunalrın fiyatları genelde yakın seviyede olur, aralarında çok fark olmazdı. İyi oyunlar elbet ki aradan sıyrılırlardı; fakat iyi oldukları için pahalı olmak zorunda olmazlardı. İyi olan oyun çok satarak kendini belli ederdi. Şimdi ise kaliteli oyunlar oynamak için illa ki yüklü bir miktar ödememiz gerekiyor.
Yeni çağın fiyatlandırma politikaları nedeniyle çok az sayıda kaliteli oyun oynayabiliyoruz. Daha az oyun oynayabildiğimiz için doğal olarak oyunlardan daha az keyif alıyoruz. Üstelik yüklü miktarda para ödediğiniz bir oyundaki içeriğin zengin olmaması, kısa bir hikaye sunulması hevesinizin kursağınızda kalmasına neden oluyor.
Oyunların fiyatlarının yüksek olmasının yanında dijital kopyalarının daha ekonomik olması koleksiyonculuğun ölmesine de sebep oluyor. Eskiden sevdiğimiz oyunların kutularını saklamak, koleksiyonumuza ekleyerek vitrinlerimizde sergilemek bize büyük keyif verirdi. Steam ya da diğer oyun marketlerindeki oyun kütüphanelerimizin ekran görüntüsünün çıktısını alıp sergilemenin aynı keyfi vermeyeceği su götürmez bir gerçek.
Online Oyunların Yaygınlaşması
Online oyunların sayısının ve internet üzerinden oynanan oyunlara duyulan ilginin artması ile birlikte oyun dünyasnın en büyük canavarı da palazlandı. Yüksek ping ya da lag oyun keyfinizi baltalayan en önemli unsurlardan biri. Bir online oyun oynarken kahramanınızın komutlarınıza geç tepki vermesi, mermilerin ateş ettiğiniz yere saniyeler sonra ulaşması, etrafta ışınlanarak hareket eden oyuncular görmeniz sizi kolayca çileden çıkarıyor. Özellikle CS GO gibi yüksek tansiyonlu karşılaşmaların yapıldığı oyunlarda lagın zararları daha yoğun hissediliyor.
Eski oyunlar online alt yapıya sahip olmadıkları için lag gibi bir derdimiz yoktu. Online oyunlar çıkmadan önce LAN üzerinden FPS oyunlarını oynarken de lag ve yüksek ping sıkıntısı yaşamazdık.
Online oyunlarla birlikte ortaya çıkan diğer problemler ise hileciler, troller, kötü dil ve hakaretler. Online bir oyun oynamanız demek sosyal bir ortama giriş yapmanız demek. Bu ortamda küfürlü konuşulması, insanların birbirine hakaret etmesi ister istemez oyun keyifinizi kaçırıyor. Zaman zaman insanlar sadece oyun oynadıklarını unutarak işi bir kan davasına dönüştürüyor.
Online oyunlarda mantıken her oyuncunun eşit şartlarda oyun oynuyor olması gerekiyor. Fakat hile yapan oyuncular online oyunların bütün keyfini kaçırmakta. Haksız avantaj elde eden oyuncular nedeniyle online karşılaşmalar anlamsız hale geliyor ve oyuncular o online oyundan hızlı bir şekilde soğuyor. Herkesin hile yaptığı bir oyun ise artık oyun olmaktan çıkıyor, tam bir kaos atmosferine dönüşüyor.
Sosyal Medya
Bir oyunu oynarken, oyundan en çok keyif aldığınız an oyunu ilk açtığınızda yaşadığınız tecrübedir. Karşınıza çıkan yeni dünya, görkemli grafikler, atmosferik sesler yepyeni ve benzersiz bir tecrübe yaşamanıza sebep olur. Fakat günümüzde sosyal medya ister istemez bu ilk tecrübeyi öldürüyor.
Günümüz oyun dünyasında oyun videoları önemli bir reklam aracı haline geldi. Bir oyun çıkmadan önce o oyunun uzun oynanış videoları ya geliştirici tarafından yayınlanıyor, ya da ünlü YouTuberlara oyunun kopyası erkenden gönderilerek oynanış videosu çekmesi isteniyor. Bu videoları izleyen masum bir oyuncu da doğal olarak oyunu ilk açtığında "zaten ben bunları görmüştüm" diyebiliyor.
Belki de Yaşlanmaya Başladık
Eskiden geçim derdi, hayat kavgası gibi problemlerimiz olmadığında oyunlara daha çok enerji ayırabiliyorduk. Tatillerimizde bilgisayar ya da oyun konsolumuzun başına oturduğumuzda kafamızda herhangi bir kaygı olmadan oyuna ve keyifli vakit geçirmeye odaklanabiliyorduk. Şimdi ise bir sonraki hafta işte bizi nelerim beklediğini, faturaları nasıl ödeyip ay sonunu nasıl geçireceğimizi hesaplarken oyun oynamaktan keyif alamıyoruz. Ülkemizin ekonomik şartları, çalkantılı siyasi ve sosyal hayatı ise işin tuzu biberi oluyor.
İşte yukarıdaki cümlelerde kendi hayatınızdan bir parça buluyorsanız siz de bizim gibi yaşlananlar kulübüne hoş geldiniz.
Günümüz Oyunlarının Atalarını Yakından Tanıyalım
Filmleri veya Dizileri Çekilse Tadından Yenmeyecek Bilgisayar Oyunları
YORUMLAR