Oyun Dünyasının Baş Belaları: Karşınızda En Zorlu 50 Boss
Oyun dünyasının en acımasız 50 boss'uyla tanışın! Bu listeyi okurken kollarınız titreyecek, eski travmalarınız canlanacak. Hazır mısınız?
Bazı oyunlar vardır ki eğlenceli oynanış mekanikleri, grafikleri ya da hikayeleriyle değil sizi delirtmeye ant içmiş boss savaşları ile adından söz ettirir. Biz de sizler için bu boss savaşlarını tek bir listede topladık. İşte oyun dünyasının en acımasız, en dişli, en zorlu boss savaşları!
Oyunlardaki En Zor 50 Boss
- Malenia, Blade of Miquella - Elden Ring
- Isshin, The Sword Saint - Sekiro: Shadows Die Twice
- Orphan of Kos - Bloodborne: The Old Hunters DLC
- Sister Friede and Father Ariandel - Dark Souls III: Ashes of Ariandel DLC
- Midir, The Darkeater - Dark Souls III: The Ringed City DLC
- Artorias the Abysswalker - Dark Souls: Artorias of the Abyss DLC
- Laurence, The First Vicar - Bloodborne: The Old Hunters DLC
- Knight Artorias - Dark Souls Remastered
- Nameless King - Dark Souls III
- Old King Doran - Demon's Souls Remake
- Emerald Weapon - Final Fantasy VII
- Ozma - Final Fantasy IX
- Yiazmat - Final Fantasy XII
- Absolute Virtue - Final Fantasy XI
- Elizabeth - Persona 3 Portable
- Sephiroth (Data Battle) - Kingdom Hearts II Final Mix
- Dona Necromancia - Bravely Default II
- The True Final Millennium Tower - Yakuza: Like a Dragon
- Minerva - Crisis Core: Final Fantasy VII Reunion
- Astral Observator - Xenoblade Chronicles 3 Future Redeemed DLC
- Sigrun, Queen of the Valkyries - God of War (2018)
- The End - Metal Gear Solid 3: Snake Eater
- Senator Armstrong - Metal Gear Rising: Revengeance
- Psycho Mantis - Metal Gear Solid
- Grimm (Nightmare King Grimm) - Hollow Knight: Grimm Troupe DLC
- Sans - Undertale
- Hades (Final Boss) - Hades
- Vergil - Devil May Cry 3
- Mike Tyson - Punch-Out!!
- Ganondorf (Master Mode) - The Legend of Zelda: Breath of the Wild
- Shao Kahn (Arcade Versiyonu) - Mortal Kombat II
- Seth - Street Fighter IV
- Fatalis - Monster Hunter World: Iceborne
- Behemoth - Monster Hunter: World
- Alatreon - Monster Hunter World: Iceborne
- Ultimate Weapon - Final Fantasy XIV (The Binding Coil of Bahamut – Turn 5)
- The Siren - Darkest Dungeon
- The Heart - Slay the Spire
- The Empress of Light (Daytime) - Terraria
- The Penitent One (True Ending Boss) - Blasphemous
- True Ending Boss - Cuphead
- The Ender Dragon (Hardcore Mode) - Minecraft
- Mother - The Binding of Isaac: Repentance
- The Great Mighty Poo - Conker's Bad Fur Day
- The Last Giant - Dark Souls II
- The Mantis Lords - Hollow Knight
- The Iron Giant - Dark Cloud 2
- Adam - Nier: Automata
- Dreadnought - X-COM: Terror from the Deep
- The Time Eater - Sonic Generations
Oyunlardaki en zor 50 boss listemiz bu şekildeydi. Eğer siz de akıl sağlığınızı yitirmek, gamepad'inizi kırmak ya da klavyenizi parçalamak istiyorsanız aşağıda bu boss savaşları hakkında daha fazla bilgi bulabilirsiniz.
Malenia, Blade of Miquella - Elden Ring
Ah, Malenia... Kendisiyle tanışmak, Elden Ring'deki "hoş geldin dayağı"nın en ağır versiyonuydu. Kılıcıyla can çalması yetmezmiş gibi, o meşhur "Su Kuşu Dansı" kombosuyla hepimizi tek lokmada yuttu. Onu yenmek için parmaklarınızın notaya basmaktan çok, klavyenin tuşlarını ağlatması gerekiyordu. Bu en zorlu oyun bossu, Elden Ring'in en çok konuşulan karakterlerinden biri olmayı başardı.
Isshin, The Sword Saint - Sekiro: Shadows Die Twice
Sekiro'nun zirvesi! Genichiro'yu yenip rahatladığınızı sanırken kapıyı çalmak yerine duvarı yıkan dede Isshin. Kılıç, mızrak, tabanca... Adam sanki tüm silah dükkanını sırtında taşıyor gibiydi. Onu yenmek, parry mekaniğinde doktora yapmak gibiydi, mezun olana kadar ter döktük. Zorlu oyun bossları listesinde onun yeri ayrıdır.
Orphan of Kos - Bloodborne: The Old Hunters DLC
Bir bebek düşünün, ama kolunda devasa bir organla size saldıran ve çığlıklarıyla kulak zarlarınızı patlatan bir bebek. Kos'un Yetimi, Bloodborne'un DLC'sini oynayan herkesin psikoloğa gitme sebebiydi. Hızlı, öngörülemez ve aşırı agresif... Sanırsın kahvaltıda kuduz yemiş! Bu zorlu oyun bossu karşısında kendinizi çaresiz hissedeceksiniz.
Sister Friede and Father Ariandel - Dark Souls III: Ashes of Ariandel DLC
Bu üç aşamalı boss savaşı, sabrın sınırlarını zorluyordu. Önce Friede'nin buz gibi suikastçı hareketleri, sonra babasıyla birlikte gelen kaotik dans, ve tam bitti sandığınızda "Aa, bir tane daha mı varmış?!" şoku... Üç kişilik bir partiyle dövüşüyor gibiydik, ama tek başımıza. Bu zorlu oyun bossu sizi sınayacak.
Midir, The Darkeater - Dark Souls III: The Ringed City DLC
Bir ejderha boss'u düşünün, devasa, alevler püskürten ve bir anda ekranın diğer ucundan üzerinize atlayabilen. Midir tam olarak buydu. O kadar büyüktü ki, saldırı paternlerini takip etmek bile başlı başına bir sorundu. Tek vuruşluk alevleri ve lazerleri, yanlış zamanda yapılan bir dodge'un bedelini çok ağır ödetiyordu. İşte karşınızda gerçek bir zorlu oyun bossu.
Artorias the Abysswalker - Dark Souls: Artorias of the Abyss DLC
Dark Souls'un en karizmatik düşmanlarından. Artorias, kılıç ustalığı ve karanlık büyüleriyle tam bir şövalyeydi, ama size karşı. Onu yenmek, sadece bir boss'u geçmek değil, aynı zamanda Dark Souls'un ruhunu kavramak gibiydi. Onu yendiğinizde hissettiğiniz "Ben oldum!" hissi paha biçilemezdi.
Nameless King - Dark Souls III
Adı olmayan ama ünü efsanelere konu olan bu kral, önce ejderhasıyla, sonra da tek başına yıldırımlarıyla bizi perişan ediyordu. Hızlı saldırıları ve şimşek hızında hareketleriyle Nameless King, Dark Souls III'ün "son patron" ayarında bir sınavıydı.
Old King Doran - Demon's Souls Remake
Remake'le birlikte daha da görkemli görünen bu yaşlı kral, oyunun başında karşınıza çıktığında "Ben daha yeniyim!" diye bağırmak istiyordunuz. Aşırı güçlü vuruşları ve neredeyse hasar almayan zırhıyla, onu yenmek için ya çok kaslı olmanız ya da bir YouTube videosuna başvurmanız gerekiyordu.
Emerald Weapon - Final Fantasy VII
Denizaltından çıkan bu devasa mekanik canavar, Final Fantasy'nin opsiyonel boss'larının ne kadar psikopat olabileceğinin kanıtıydı. Dakikalar içinde tüm partiyi silme yeteneği ve devasa HP'siyle, onu yenmek için özel Materia'lar, şans ve "Acaba ben ne yapıyorum?" sorusu eşlik ediyordu.
Ozma - Final Fantasy IX
Rastgeleliğin vücut bulmuş hali! Ozma, her seferinde farklı bir element hassasiyetiyle ve beklenmedik saldırılarıyla geliyordu. Bir denemede kolayca yenerken, diğerinde saniyeler içinde yok olabilirdiniz. Tamamen şans ve dua gerektiren bir boss'tu.
Yiazmat - Final Fantasy XII
50 milyondan fazla can puanı! Evet, yanlış duymadınız. Yiazmat, Final Fantasy XII'nin sabır testini sonuna kadar zorlayan boss'uydu. Onu yenmek için saatler süren dövüşlere katlanmak ve sürekli saldırı tuşuna basmak gerekiyordu. Tuş ezici parmaklar selam!
Absolute Virtue - Final Fantasy XI
MMORPG'lerin "gerçek" zorluk abidesi. Absolute Virtue, günlerce süren hazırlıklar, onlarca oyuncunun mükemmel koordinasyonu ve saatler süren dövüşlerle biliniyordu. Tek bir hata, tüm raid'in çökmesi demekti. Adı gibi, mutlak erdem isteyen bir boss'tu.
Elizabeth - Persona 3 Portable
Bir öğrencinin bu kadar güçlü olması haksızlıktı! Elizabeth, Persona serisinin en zorlu opsiyonel boss'uydu. Her hamlenize karşılık veren, zayıflıklarınızı anında bulan ve sizi tek vuruşta indirebilen saldırılarıyla, stratejinin dibine vurmanız gerekiyordu.
Sephiroth (Data Battle) - Kingdom Hearts II Final Mix
Sephiroth zaten korkutucuydu, bir de Data Battle versiyonu çıktı başımıza! Hız, agresiflik ve tek vuruşluk kombolarla Sephiroth, sizi sürekli tetikte tutuyordu. Onu yenmek, sadece tuşlara basmak değil, aynı zamanda ruhunuzu da savaşa katmak demekti.
Dona Necromancia - Bravely Default II
Brave ve Default sistemini ustaca kullanmanız gereken bu J-RPG boss'u, yüksek hasarlı alan etkili büyülerle partinizi sürekli tehdit ediyordu. Her turda doğru kararlar vermek ve savunma ile saldırıyı dengelemek hayati önem taşıyordu. Yoksa bir anda "GAME OVER" yazısını görebilirdiniz.
The True Final Millennium Tower - Yakuza: Like a Dragon
Bir boss değil, adeta bir boss maratonu! Yakuza: Like a Dragon'ın bu gizli zindanı, oyunun sonundaki tüm güçlü düşmanları bir araya getiriyordu. Tüm kaynaklarınızı ve stratejilerinizi kullanmanız gereken uzun ve yorucu bir seri dövüştü. Bittiğinde ağladığınızda haklıydınız.
Minerva - Crisis Core: Final Fantasy VII Reunion
Zack'in bu spinoff'unda Minerva, sadece en güçlü oyuncuların bile başını ağrıtan bir opsiyonel boss'tu. Devasa HP'si, yıkıcı büyülü saldırıları ve sürekli hareket halinde olması, dövüşü bir maratona çeviriyordu. Zack'in tüm limitlerini zorlamanız gerekiyordu.
Astral Observator - Xenoblade Chronicles 3 Future Redeemed DLC
Xenoblade'in geniş dünyasında, bu gizli boss, oyunun derin mekaniklerini ve karakter sinerjilerini tam anlamıyla kullanmanızı gerektiriyordu. Aşırı yüksek hasarı ve karmaşık saldırı paternleriyle sadece en iyi ekipmanlara sahip ve en iyi stratejiyi uygulayan oyuncular tarafından alt edilebilirdi.
Sigrun, Queen of the Valkyries - God of War (2018)
Kratos bile bu kadının karşısında terledi! Tüm Valkyrie yeteneklerini bünyesinde toplayan Sigrun, God of War'ın gerçek zirve noktasıydı. Hızlı saldırıları, element büyüleri ve tek vuruşta öldüren hareketleriyle size nefes aldırmıyordu. Her saldırısını ezberlemeniz ve kusursuzca karşı koymanız gerekiyordu, yoksa balta geri gelmiyordu.
The End - Metal Gear Solid 3: Snake Eater
Bir keskin nişancı boss'u ne kadar zor olabilir ki? The End, size gizliliğin ve sabrın önemini öğretti. Ormanda saatlerce saklanıp sizi avlaması, gerçek bir kedi-fare oyunu gibiydi. Bazen sırf uyuyakaldığı için bile yenilebilen bu boss, farklı bir zorluk seviyesi sunuyordu.
Senator Armstrong - Metal Gear Rising: Revengeance
Nanomakinelerle güçlendirilmiş bu senatör, Raiden'ın bile çelik gibi sinirlerini zorladı. Hızlı, acımasız ve kendini iyileştirebilen saldırılarıyla Armstrong, sizi sürekli baskı altında tutuyordu. "Nanomakineler, oğul!" sözüyle hafızalara kazınan, unutulmaz bir dövüştü.
Psycho Mantis - Metal Gear Solid
Dördüncü duvarı yıkan bu boss, oyuncunun hafıza kartını okuyarak ve kontrol cihazını titreterek sizi şaşırtıyordu. Onu yenmek için ya hafıza kartını çıkarmanız ya da kontrol cihazını başka bir porta takmanız gerekiyordu. Zorluğu teknikten çok, yaratıcılığındaydı. Bir zamanlar herkesin birbirine tavsiye ettiği o meşhur hile.
Grimm (Nightmare King Grimm) - Hollow Knight: Grimm Troupe DLC
Hollow Knight'ın bu "kabus" versiyonu, hızın ve hassasiyetin mutlak testiydi. Tek bir hata, sonunuz demekti. O kadar hızlı ve öngörülemez saldırılara sahipti ki, ekranın her yerinde dans ediyormuş gibi hissediyordunuz. Onu yenmek, gerçek bir Hollow Knight ustası olduğunuzu kanıtlamaktı.
Sans - Undertale
Tek vuruşta ölen bir iskelet ne kadar zor olabilir? Sans, bu sorunun cevabını "Çok!" olarak verdi. Öngörülemez saldırı paternleri, toksik zehir hasarı ve sizi manipüle eden diyaloglarıyla Sans, hem bedensel hem de zihinsel olarak sizi zorluyordu. Undertale'ın "kötü son" yolu için özel bir hediye gibiydi.
Hades (Final Boss) - Hades
Yunan mitolojisinin bu kaslı tanrısı, roguelike türünde bile oyunculara kan kusturdu. Birden fazla fazı, çeşitli saldırı paternleri ve yüksek hasarıyla Hades, sizi her denemede daha iyi olmaya zorluyordu. Onu yenmek, Olimpos'a giden yolda gerçek bir zaferdi, sonra tekrar gidiyorduk tabi...
Vergil - Devil May Cry 3
Vergil, sadece bir boss değil, aynı zamanda Dante'nin gölge ikizi ve en büyük rakibiydi. Hızlı, agresif ve oyuncu kadar yetenekli olan Vergil, her karşılaşmasında size stil sahibi bir ölüm dansı sunuyordu. Onu yenmek, DMC'nin akıcı kombolarını ve zamanlamayı ustaca kullanmanızı gerektirdi.
Mike Tyson - Punch-Out!!
Klasik arcade oyunlarının bu efsanevi boksörü, tek vuruşluk nakavt edici yumruklarıyla gerçek bir kabustu. Onu yenmek için her bir saldırısının zamanlamasını ezberlemeniz ve kusursuzca karşılık vermeniz gerekiyordu. Bir boks efsanesiyle dövüşmek, gerçekten zorlayıcıydı.
Ganondorf (Master Mode) - The Legend of Zelda: Breath of the Wild
Normalde de zorlu olan Ganondorf, Master Mode'da tam bir canavara dönüşüyordu. Artan canı, daha agresif yapay zekası ve kendini iyileştirme yeteneği, onu zaten zorlu olan karşılaşmayı daha da çetinleştiriyordu. Her vuruşunuzun değeri vardı, yoksa bir rüzgarla uçuyordunuz.
Shao Kahn (Arcade Versiyonu) - Mortal Kombat II
Mortal Kombat'ın bu ikonik imparatoru, arcade salonlarının kabusuydu. Acımasız yapay zekası, sizi ekrana sıkıştıran hasar veren saldırıları ve kışkırtıcı diyaloglarıyla Shao Kahn, birçok jetonun sonu oldu. "You will die!" sesi hala kulaklarımda.
Seth - Street Fighter IV
Çeşitli karakterlerin saldırılarını kopyalayabilmesi ve acımasız yapay zekasıyla zorlu bir rakip. Seth, Street Fighter IV'ün son boss'u olarak oyuncuların tüm dövüş becerilerini test ediyordu. Bir nevi, kendi becerilerinizin aynadaki yansımasıyla dövüşmek gibiydi, ama aynanız daha iyiydi.
Fatalis - Monster Hunter World: Iceborne
Monster Hunter serisinin tartışmasız en efsanevi ve zorlu yaratıklarından biri. Fatalis, devasa alan etkili alev saldırıları, tek vuruşluk ölümcül darbeleri ve sürekli hareket halinde olmasıyla avcıların kabusuydu. Onu yenmek, en iyi ekipmanları ve mükemmel takım koordinasyonunu gerektiriyordu, bir de bolca umut.
Behemoth - Monster Hunter: World
Final Fantasy XIV ile Monster Hunter: World arasındaki iş birliğinden doğan bu canavar, MMORPG mekaniklerini avcılık oyununa taşıdı. Takım çalışması, pozisyon alma ve uyum, Behemoth'u alt etmek için hayati öneme sahipti. Tek başına bir canavar avlamak değil, adeta bir raid'e katılmaktı.
Alatreon - Monster Hunter World: Iceborne
Element değiştirebilen bu ejderha, element dirençlerinizi ve silah seçiminizi doğru yapmanızı gerektiriyordu. Yanlış element hasarı, "Escaton Judgement" adlı Nova saldırısıyla tek vuruşta tüm avcıları haritadan siliyordu. Bilim, elementler ve patlamalarla dolu bir sınav.
Ultima Weapon - Final Fantasy XIV (The Binding Coil of Bahamut – Turn 5)
MMORPG'lerdeki raid boss'larının zirve örneklerinden. Ultimate Weapon, karmaşık mekanikleri, faz geçişleri ve takımın mükemmel koordinasyonunu gerektiren bir dövüştü. Her bir mekaniği ezberlemeniz ve doğru zamanda uygulamanız gerekiyordu.
The Siren - Darkest Dungeon
Bu stress dolu RPG'de Siren, parti üyelerinizi hipnotize edip size karşı kullanabilen sinsi bir boss'tu. Sadece canına hasar vermekle kalmıyor, aynı zamanda zihinsel sağlığınızı da etkiliyordu. Stres yönetimi ve parti kompozisyonunun önemi bu boss'ta kendini gösteriyordu.
The Heart - Slay the Spire
Deck-building roguelike'inin bu son boss'u, oyunun tüm mekaniklerini en üst düzeyde test ediyordu. Karmaşık saldırıları, özel yetenekleri ve dayanıklılığıyla Heart, size en iyi desteyi kurduğunuzdan ve her kartı doğru zamanda oynadığınızdan emin olmanızı sağlıyordu.
The Empress of Light (Daytime) - Terraria
Terraria'nın en güzel ama aynı zamanda en ölümcül boss'larından. Özellikle gündüz versiyonu, tek vuruşta öldüren saldırıları ve aşırı hızlı hareketleriyle oyuncuların reflekslerini sonuna kadar zorluyordu. Bir balet kadar zarif ama bir suikastçı kadar ölümcül.
The Penitent One (True Ending Boss) - Blasphemous
Pixel art estetiğinin altında yatan bu acımasız metroidvania'da, True Ending boss'u hızlı, agresif ve çevik saldırılarıyla oyuncuları sürekli baskı altında tutuyordu. Zamanlamanın ve kaçışların hayati önem taşıdığı, zorlu bir dövüştü.
True Ending Boss - Cuphead
Çizgi film estetiğinin ardında yatan bu platformer boss savaşı, hızlı, çok aşamalı ve mükemmel zamanlama gerektiren bir kabustu. Her bir fazda değişen saldırıları ve sürekli hareket halinde olmasıyla, Cuphead'in bu boss'u, birçok oyuncunun sinirlerini zorladı.
The Ender Dragon (Hardcore Mode) - Minecraft
Minecraft'ın ana boss'u olmasına rağmen, Hardcore modunda onu yenmek, çok daha büyük bir başarıydı. Tek bir hata, tüm birikiminizi kaybetmeniz demekti. Strateji, dikkat ve hazırlığın önemini vurguluyordu.
Mother - The Binding of Isaac: Repentance
Isaac'in bu eklentisindeki yeni ve zorlu son boss'lardan biri olan Mother, karmaşık saldırı paternleri, geniş alan etkili yetenekleri ve hızlı hareketleriyle oyuncuları zorluyordu. Bir an bile boş durmanıza izin vermiyordu.
The Great Mighty Poo - Conker's Bad Fur Day
Zorluk tanımı biraz farklı olsa da, bu dışkıdan oluşan boss, müziği ve mizahıyla akıllara kazındı. Onu yenmek için doğru zamanda doğru nesneleri fırlatmanız gerekiyordu, bu da kendine has bir zamanlama zorluğu yaratıyordu.
The Last Giant - Dark Souls II
Souls serisine yeni başlayanlar için genellikle ilk büyük engellerden biri olan Last Giant, basit ama güçlü saldırılarıyla oyuncuların dodgelama ve boss mekaniklerini öğrenmeleri için bir testti. Zorluğuyla değil, genellikle ilk büyük engellerden biri olmasıyla anılan bir boss'tu.
The Mantis Lords - Hollow Knight
Üç Mantis Lord'un senkronize saldırıları ve hızlı hareketleri, oyuncuların mükemmel refleksler ve zamanlama becerisi geliştirmesini gerektiriyordu. Onları yenmek, Hollow Knight'taki yeteneklerinizin gerçek bir testiydi.
The Iron Giant - Dark Cloud 2 (Dark Chronicle)
Bu devasa mekanik boss, özellikle oyunun erken safhalarında doğru stratejiyi bulana kadar can sıkan bir rakipti. Zayıf noktalarını vurmak ve yıkıcı saldırılarından kaçınmak için mekanikleri iyi anlamak gerekiyordu. RPG ve aksiyonun birleştiği bu oyunda, sizi hazırlıksız yakalayan bir zorlu oyun bossuydu.
Adam - Nier: Automata
Nier: Automata'nın felsefi ve aksiyon dolu dünyasında Adam, sadece bir düşman değil, aynı zamanda size oyunun derin temalarını sorgulatan bir karakterdi. Hızlı teleporte saldırıları, enerji dalgaları ve kendini kopyalayabilme yeteneğiyle onu yenmek, hem hızlı refleksler hem de dövüş stratejisi gerektiriyordu. Bu fütüristik zorlu oyun bossu tam bir meydan okumaydı.
Dreadnought - X-COM: Terror from the Deep
Strateji oyunlarının korkulu rüyası! X-COM serisinin bu denizaltı odaklı oyununda Dreadnought, devasa can barı, güçlü saldırıları ve yıkıcı menziliyle operasyonlarınızın kâbusuydu. Onu alt etmek için en iyi birliklerinizi, doğru teçhizatları ve mükemmel taktiksel planlamayı kullanmanız gerekiyordu. Bir hata, tüm görevinizi batırabilirdi. Gerçek bir zorlu oyun bossu taktiksel savaşın en derinlerinde.
The Time Eater - Sonic Generations
Sonic oyunlarında boss'lar genellikle hızlıdır, ama The Time Eater, zamanı manipüle etme yeteneğiyle bu hızı bambaşka bir seviyeye taşıyordu. Hem Modern Sonic hem de Classic Sonic ile onu takip etmek, saldırılarından kaçınmak ve zayıf noktalarını bulmak için sürekli hareket halinde olmanız gerekiyordu. Sizi sürekli hız testiyle zorlayan, dinamik bir zorlu oyun bossuydu.
Bu listedeki boss'lardan biriyle tanışıp da ekran başında saçınızı başınızı yolmadığınızı söylemeyin. Her biri kendi oyununda birer efsane, birer "duvar" niteliğinde. Onları yenmek, sadece bir oyunu bitirmekten öte, kendi oyunculuk sınırlarınızı zorlamak ve aşmaktı. Bu zorlu oyun bossları, bizlere unutulmaz anlar yaşattı.
Peki, sizin için bu listedeki hangi boss, o unutulmaz "kabusu" yaşattı? Ya da "Aslında X boss çok daha zordu, neden yok?" dediğiniz biri var mı? Yorumlarda bizimle paylaşın! Hatta belki de kendi "Oyun Dünyasının En Zorlu Boss'u" hikayenizi anlatırsınız. Sitemizde daha fazla içerik için bizi takipte kalın!